AI gerçekten kedilerden daha zeki değil mi? Bir AI öncüsünden mevcut teknolojiye soğukkanlı bir değerlendirme
AI kedilerden daha mı zeki? Birçok kişi için bu düşünmeye değmeyecek bir sorudur — elbette AI daha zeki. AI, satranç şampiyonlarını yenebilir, etkileyici görüntüler oluşturabilir ve GPT gibi API'ler aracılığıyla karmaşık makaleler yazabilir. Peki kediler ne yapabilir? Kanepede uyumak mı? Ancak Meta'nın baş AI bilimcisi Yann LeCun böyle düşünmüyor. Onun görüşü, halkın AI algısını tazelemekle kalmıyor, aynı zamanda tüm sektöre bir tür soğuk duş etkisi yapıyor.
Teknolojik Kapasite Abartılıyor mu?
LeCun, yakın zamanda verdiği bir röportajda, mevcut AI'nın belirli alanlarda etkileyici performans sergilediğini, ancak gerçek genel zekâdan hâlâ çok uzak olduğunu belirtti. AI'nın, çeviri, sınıflandırma ve tahmin gibi yapılandırılmış görevlerde başarılı olduğunu söyledi. Ancak bu yetenekler, kedilerin sahip olduğu karmaşık algı yetenekleriyle kıyaslandığında oldukça sınırlı kalıyor. Kediler, karmaşık ortamlarda serbestçe hareket edebilir ve öğrenip adapte olma becerileri AI ile kıyaslanamaz düzeydedir.
Bu sadece basit bir eleştiri değil, aynı zamanda teknolojinin doğasına yönelik sakin bir değerlendirmedir. LeCun, büyük dil modellerinin (LLM'ler) örneğin GPT gibi, çok ilgi çektiğini kabul etse de, bu sistemlerin daha çok "istatistiksel ilişkiler" üzerine kurulu olduğunu ve gerçek bir anlayışa dayanmadığını vurguluyor. Bu yetenek bir anlamda bir "yanılsama" gibidir; görevleri yaratıcı bir şekilde tamamlayabilir, ancak biyolojik zekâ gibi yeni durumlara esnek bir şekilde yanıt veremez.
Genel Yapay Zekâ’ya Giden Yol
Yann LeCun'un görüşleri, AI alanındaki önemli bir durumu yansıtmaktadır: Şu anda spesifik alanlarda büyük atılımlar yaşanıyor, ancak bu, Genel Yapay Zekâ’nın (AGI) yakın olduğu anlamına gelmiyor. AGI'nin insanlara veya biyolojik varlıklara benzer algılama, akıl yürütme ve bağlamsal öğrenme yeteneklerine sahip olması gerekir; sadece belirli görevleri tamamlamakla sınırlı kalmamalıdır.
LeCun, bu tıkanıklığın aşılması için mevcut öğrenme paradigmasının kökten değişmesi gerektiğini düşünüyor. Örneğin, geleneksel denetimli öğrenme ve pekiştirmeli öğrenme yöntemleri etkili olsa da, biyolojik varlıkların deneme-yanılma, gözlem ve geri bildirim yoluyla öğrenme mekanizmalarına benzememektedir. Başka bir deyişle, AI'nın "bir kedi gibi" algılama ve adapte olmayı öğrenmesi gerekir; sadece büyük veri yığınlarına dayanmamalıdır.
GPT API'nin Gerçekleri ve Potansiyeli
Günümüzde GPT türü API'ler, birçok alanda inanılmaz bir potansiyel sergilemektedir. Metin oluşturma, kod yazma, tıbbi teşhis ve dil eğitimi gibi geniş ve değerli kullanım alanlarına sahiptir. Ancak bu tür teknolojiler daha çok "sonuç odaklı" olup genel zekâdan çok uzaktır.
Kullanıcılar, GPT API'nin güçlü olmasına rağmen, "zekâsının" belirli bir çerçeve içinde sınırlı olduğunu anlamalıdır. Bu, günlük kullanımlarda bir araç olarak görülmesi gerektiği ve genel zekânın erken bir şekli olarak değerlendirilmemesi gerektiği anlamına gelir. Bu farkındalık, beklentileri yönetmeye yardımcı olurken, araştırma ve uygulamalarda daha gerçekçi bir yaklaşım benimsememizi sağlar.
Geleceğin Denge Noktası
LeCun'un yorumları önemli bir denge noktasını ortaya koyuyor: Genel Yapay Zekâ yolunda ilerlerken, hem teknolojik ilerlemelere karşı iyimser hem de mevcut sınırlamalara karşı saygılı olmamız gerekiyor. Günümüzün AI teknolojisi, topluma büyük dönüşümler getirmiştir ve iş dünyası, eğitim, sağlık gibi alanlarda etkisi giderek artmaktadır. Ancak gerçek anlamda zeki bir gelecek için daha fazla teorik yenilik ve teknolojik atılım gereklidir.
Bu anlamda, belki de kedilere teşekkür etmeliyiz — AI bilimcilerinin gözünde bir standart haline gelen bu canlılara. Kediler, zekânın sadece veri işleme ve içerik üretmekten ibaret olmadığını, algı, adaptasyon ve yaratıcılıkla sıkı sıkıya bağlı olduğunu hatırlatıyor.